İnsanların Duyamadığı 13 Ses

İnsanların duyamadığı bir ses dünyası vardır. Bu seslerin çoğu doğadaki şeyler tarafından üretilirken, birçok tanesi insanlar tarafından oluşturulmuştur. İnsan vücudunun sesle etkileşime geçmek için nasıl evrimleştiğine bağlı olarak, bazı sesleri duyabilirken diğerlerini duyamazsınız.

İnsanların Duyamadığı 13 Ses

Sesler, hayatın vazgeçilmez bir parçasıdır. İnsanlar ve diğer canlılar, iletişim kurmak, çevrelerini algılamak, avlanmak veya korunmak için sesleri kullanırlar. Ses, bir enerji formu olarak ortaya çıkar ve titreşimler aracılığıyla yayılır. İnsanların duyabildiği sınırlı bir ses aralığı vardır, ancak bazı sesler insan kulağının algılayamayacağı frekanslarda üretilebilir.

İnsanların Duyamadığı

KÖPEK DÜDÜKLERİ

Köpek düdükleri, köpeklerin duyabileceği ultrasonik sesleri üretmek için kullanılan bir eğitim aracıdır. Köpeklerin insanlardan daha hassas işitme yeteneklerine sahip olduğu bilinir. Köpekler, eksi 5 ila eksi 15 desibel arasındaki çok düşük ses seviyelerini duyabilirken, insanlar genellikle sıfır desibel civarında bir duyulabilirlik eşiğine sahiptir. Ayrıca, köpekler yüksek frekansları, insan kulağının algılayabileceğinden daha yüksek seviyelerde duyabilirler. Köpekler genellikle 45.000 hertz’e kadar olan frekansları algılayabilirken, insanların duyabildiği sınırlar daha düşüktür.

Bu özellikleri fark eden insanlar, köpeklerle etkileşimde bulunmak veya eğitim amaçlı kullanmak için köpek ıslıklarını icat ettiler. Köpek düdükleri, insanlar tarafından duyulamayan ultrasonik sesleri yayarak köpeklerin tepki vermesini sağlar. 1876’da Sir Francis Galton tarafından icat edilen köpek ıslıkları, genellikle küçük ve silindirik bir yapıya sahiptir. İnsanlar üflediğinde sessiz gibi görünürler, ancak köpekler için bir çağrı işlevi görürler. Köpek ıslıkları, polis, çoban ve av köpekleri gibi köpeklerle çalışan profesyoneller tarafından tercih edilen bir eğitim aracıdır.

10 4

YARASA EKOLOKASYONU

Yarasalar, yiyecek bulmak için ultrason kullanma konusunda olağanüstü bir yeteneğe sahiptir. Bu uçan memeliler, saniyede 160 defaya kadar gıcırtılar ve tıklamalar yayarak frekansı 20 ila 200 kilohertz arasında değişen sesler üretirler. Bu sesler, özellikle böcekler gibi potansiyel avlardan yansıyarak yarasalar tarafından algılanır – bu uyumlu bir adaptasyona ekolokasyon denir. Yarasalar, avlarına yaklaştıkça daha hızlı bir dizi sinyal yayarak daha yüksek bir çözünürlük elde etmeyi sağlarlar. Ekolokasyon sayesinde yarasalar, avlarının konumunu sadece belirlemekle kalmaz, aynı zamanda boyutunu ve dokusunu da algılayabilirler. Bu yetenek, yarasalara sadece gece avlanma konusunda etkili bir avantaj sağlamakla kalmaz, aynı zamanda muazzam bir navigasyon yardımcısıdır.

Yarasaların ultrasonik duyularını kullanan tek hayvan olmadığını belirtmek önemlidir. Gece kuşları da bir miktar ekolokasyon geliştirmiş olsalar da yarasalar kadar yetenekli değillerdir. Bazı avcılar bile duyulmayan sesleri kendi çıkarları için kullanmışlardır. PNAS tarafından yayınlanan bir çalışma, dünya genelindeki bazı güve türlerinin, yarasalardan kaçınmak ve sonarla ilgili karmaşayı engellemek için sonar karıştırma yetenekleri geliştirdiğini göstermektedir. Bu şekilde, en yeni gece yarısı atıştırmalarında yarasalardan kaçınabilmektedirler.

9h

AKUSTİK SİLAHLAR

İnsanlar, duyamadığımız sesleri silah olarak kullanma konusunda ilerlemeler kaydetmiştir. “Askeri Nörobilim” adlı kitabında Armin Krishnan, akustik silahların işitilebilir ve duyulamaz sesler üretebileceğini ve askeri araştırmacılar için ilgi çekici bir konu olduğunu belirtmiştir. Krishnan’ın analizine göre, ABD Hava Kuvvetleri’nin yaptığı bir çalışmada, infrasonik silahların mide bulantısı, kusma, organ hasarı hatta ölüme yol açabileceği ifade edilmektedir. Ancak, bu silahlarla ilgili asılsız iddiaların da bulunduğuna dikkat çekilmiştir. Daha yeni araştırmalar, bu tür silahların sadece ruh halini etkileyebileceğini göstermektedir.

Bu tür silahlar halen incelenmekte ve geliştirilmektedir. Örneğin, “Tanrı’nın Sesi” olarak adlandırılan teorik bir cihaz, kurbanların doğaüstü bir varlığı duyduklarını düşünmelerine neden olacak şekilde potansiyel olarak doğrudan beyne mesajlar gönderebilir – Lex Luthor’un “Süpermen” filmindeki gibi bir senaryo düşünülebilir.

Mevcut olarak kullanılan bazı silahlar, James Taylor’ın hoş melodilerini çalmaktan uzaktır. Örneğin, 2019’da Çin’in, kalabalıkları dağıtmak için kullanılabilecek bir tüfeğe benzeyen infrasonik bir silah icat ettiği geniş çapta bildirilmiştir. Bir diğer akustik silah sınıfı olan Uzun Menzilli Akustik Cihazlar (LRAD), Amerika Birleşik Devletleri’nde polis tarafından protestocuları dağıtmak için kullanılarak hedeflerde ağrı, mide bulantısı ve denge kaybına neden olmuştur.

8jhj

DOMATES BİTKİLERİ

Bitkiler genellikle sessiz organizmalar olarak bilinir. Fakat domates bitkileri, ilginç bir şekilde, ses çıkarabilir. 2023 yılında Cell dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, araştırmacılar domates ve tütün bitkilerini su vermemek veya kesmek gibi çeşitli stres koşullarına maruz bıraktılar. Bu çalışmada, daha fazla stres altındaki bitkilerin ses çıkardığı gözlemlendi.

Bu durum, bahçenizdeki domates bitkilerinin size sulama yapmanızı söylemeye çalıştığı anlamına mı geliyor? Belki de – ancak burada bir sorun var, bitkiler tarafından üretilen sesler ultrasonik olduğu için insanlar tarafından duyulmaz. Ancak güveler ve fareler gibi diğer hayvanlar, bitkilerin stres altında olduğunu duyabilir. Henüz bilinmeyen bir nokta ise hayvanların bu seslere bitkinin hayatta kalması için tepki verip vermediği veya sadece ultrasonik bir besin sinyali olarak algıladığıdır. Daha fazla araştırma yapılması gereken bir konu olmasına rağmen, çalışmanın yazarları, özellikle diğer bitki türlerinin benzer davranışlar sergilediği saptandığında, bitkiler tarafından üretilen ultrasonların tarımda mahsulleri izlemek için bir araç olarak kullanılabileceğini öne sürmektedir.

7hg

BALİNA ŞARKISI

Balina şarkıları, denizcileri ve bilim insanlarını yüzyıllardır büyülemektedir. Bu hayvanlar, kendilerine özgü sesler üretebilme yetenekleriyle tanınır. Özellikle ultrason ve infrason aralığında değişen sesler çıkarabilirler. İnsanlar için balina şarkılarını dinlemek, bir Led Zeppelin şarkısını tek kulaklıkla dinlemeye benzer, çünkü tamamını duymak mümkün değildir. Ancak bu şarkılar, balinalar için hayatta kalmak ve iletişim kurmak için hayati bir öneme sahiptir.

Balinaların seslerini kullanma nedenleri çeşitlidir. Örneğin, infrasonik sesler su altında uzun mesafeler kat edebilir ve balinalar arasında okyanus boyunca iletişim kurmalarını sağlar. Aynı zamanda yiyecek bulmalarına yardımcı olmak için sesi kullanırlar. İspermeçet balinaları, avlarının yerini tespit etmek için sonar benzeri bir yöntem kullanarak devasa sesler (236 desibele kadar) yayabilirler. Bir jet motorunun sesi yaklaşık olarak 150 desibel olduğunu düşünürsek, bu oldukça etkileyici bir ses seviyesidir. Diğer balina türleri ise yiyeceği bulmak için ultrasonik tıklamalar kullanır ve bazı bilim insanları, bu duyulamayan sesleri avlarını etkisiz hale getirmek için bile kullanabileceklerini öne sürer.

Balina şarkıları, bu muhteşem deniz canlılarının hayatında önemli bir yer tutar. Aynı zamanda bilim insanları için de büyük bir araştırma konusudur. Balina şarkıları incelenerek, balinaların davranışları, göç rotaları ve popülasyonları hakkında bilgi edinilmeye çalışılır. Ayrıca, bu şarkılar üzerinden deniz ekosistemlerinin sağlığı ve değişimi hakkında anlayış geliştirilir.

Balina şarkıları, doğanın büyüsünü ve denizlerin derinliklerinde gizlenen sırları temsil eder. Onlar, bu devasa yaratıkların benzersiz bir ifadesidir ve insanları hayranlıkla doldurur. Balina şarkıları, denizlerin büyülü dünyasına bir pencere açan eşsiz bir müzikal serenattır.

6yyt

BAZI İNSAN SESLERİ

Şarkıcıların arasında öyle biri var ki, o kadar kısık sesle söylüyor ki, kendisi bile duyamıyor. Guinness Dünya Rekorları’na göre, Tim Storms dünyadaki en derin sese sahip insan olarak resmi olarak listelenmektedir. Futurism ile yaptığı bir röportajda, bir KBB muayenesi sırasında doktorun, “Ses telleri, görmeye alışkın olduğunun neredeyse iki katı uzunluğundaydı” dediğini hatırladığını paylaştı. Bu onu dünyadaki en özel vokalistlerden biri haline getirdi.

Peki Storms’un sesi ne kadar derin? 30 Mart 2012 tarihinde Missouri, Branson’daki CityWalk stüdyolarında, Storms özel kayıt ekipmanıyla birlikte iki müzik profesörü ve bir akustikçi tarafından izlendi. Tanıklar, Storms’un sesini inanılmaz bir şekilde 0,189 hertz’e kadar düşürdüğü için duyamadıklarını ifade etti. Bu, bir piyanonun en düşük G notasının tam 8 oktav altında bir frekanstır. “Tavsiye Edilebilir Sen” adlı kitabındaki Erik Vance, ünlü derin sesiyle tanınan Barry White’ın en düşük notasının bile saygın bir 90 hertz’e ulaştığını belirtmiştir.

İnsan yapımı infrasound mümkün olabilir mi, peki ya ultrason? Guinness Dünya Rekorları, bir erkek şarkıcının en yüksek notasını 5.989 hertz’e ulaşan İranlı Amirhossein Molaei’ye atfetmektedir. Kadın ultrason rekoru ise 18 Ağustos 2004 tarihinde Georgia Brown sahne adını kullanan Brezilyalı şarkıcı ve dansçı Rossana Monti tarafından kırılmıştır. Guinness Dünya Rekorları, insan kulağının çoğunun erişemediği bir menzil olan 25.000 hertz’in üzerinde bir G10 notasını elde ettiğini bildirmiştir.

111 18

KAPLAN KÜKREMESİ

Kuzey Asya’nın vahşi doğasında yolculuk yaparken, duymak istemediğiniz seslerden biri Sibirya kaplanının kükremesidir. Bu kükreme, sadece mecazi anlamda değil, gerçek anlamda da kurbanlarını felç edebilen bir etkiye sahip olduğu için, hayatta kalmak için kaçınılması gereken bir ses olarak bilinir. Ancak, kaplanların sesleri insanların duyduklarından daha fazlasını içerebilir. American Institute of Physics’e göre yapılan araştırmalar, kaplanların sadece duyabildiğimiz sese benzeyen hırıltılar çıkarmadığını, aynı zamanda 20 hertz’e kadar infrasound üretebildiklerini göstermiştir.

Bu etoburların infrasound’u, bölgelerini korumak için kullandıkları düşünülmektedir. Kaplanların kükremesi yaklaşık olarak 2,5 mil mesafeye gidebilirken, infrasound dağlık araziden ve yoğun ormanlardan geçerek çok daha uzaklara yayılabilir. Bu durumda, infrasound aralığını duyabilen kaplanlar, bir bölgenin talep edildiğini sessizce bildirebilirler. Sibirya kaplanlarının bölgesinin 1.000 mil karelik bir alanı aştığı düşünülürse, bu yetenek rakipleri uyarmanın son derece kullanışlı bir yoludur.

5gfgf

FİL GÜRLEMESİ

“Jumanji”yi izleyen herkes bir filin trompet sesini tanır. Ancak bu tanıdık sesin ötesinde, kalın derililerin çıkardığı bazı sesler duyulamayan infrasonik aralıkta, 1 ile 20 hertz arasında yer alır. “Elephant Talk” adlı kitapta Ann Downer, filin infrasound’u yüksek hızda oynatıldığında, “ineklerin böğürmesi”ne benzer olduğunu anlatır.

Bu duyulmayan çağrılar, en çok aile grupları arasında iletişim kurmak için kullanılıyor gibi görünmektedir. Teoriye göre, fillerin hayatta kalmak için büyük miktarda yiyeceğe ihtiyaç duymaları nedeniyle, her bireyin beslenebilmesi için sürülerden ayrılarak geniş bir alanı kaplamaları gerekmektedir. Fil infrasound’u, sürü üyeleri tarafından 115 mil mesafeye kadar tespit edilebilen bir iletişim aracıdır ve iletişimde kalmak için mükemmel bir yol sunar. Filin infrasound kullanımının 1980’lerde keşfedilmesi, fil sürülerinin gündüzleri yiyecek aradıkları geniş alanlara nasıl yayıldıklarını ve geceleri sürüde nasıl toplandıklarını anlamamıza yardımcı oldu. Bu keşif, uzun süredir devam eden bazı şaşırtıcı davranışların ortadan kaldırılmasına da katkıda bulundu. Filin bu gizemli dili hala araştırılmakta olup, bilim adamları bu seslerin ardındaki anlamı çözmeye çalışmaktadır.

4ddd

ŞELALELER

Bir şelalenin gürlemesi, doğanın en etkileyici seslerinden biridir. Bu doğa harikaları o kadar güçlüdür ki, duyduğumuz seslerin ötesinde sesler üretirler. Bu gümbürtüler, şelalelerin yarattığı güç miktarı düşünüldüğünde, infrasonik aralığa iner. Örneğin, Niagara Şelalesi’nin 5 ila 20 hertz arasında değişen güçlü infrasound yaydığı bir makalede belirtilmiştir.

Şelalelerin infrasound ile ilgili en ilginç yanı, doğanın bu sesi nasıl kullandığıdır. Su hiç durmaksızın akarken, bir şelale sürekli bir duyulamayan gürültü kaynağı olacaktır. İnsan olmayan kulaklar için, bu, gökdelen büyüklüğünde bir müzik setinin sonsuza kadar en derin death metal sesini çalması gibidir. Kuşlar, bu sesleri yüzlerce kilometre öteden duyabilir ve göçler sırasında yön bulmalarına yardımcı olmak için bir tür işitsel deniz feneri olarak kullandıkları iddia edilir. Örneğin, posta güvercinlerinin kıyı kuşları kadar infrasoundları algıladığı uzun zamandır bilinmektedir. Bu nedenle şelaleler, yanlışlıkla sonik navigasyon yardımcılarıdır.

3eds

ŞİMŞEK

Şimşekler genellikle gök gürültüsü ile ilişkilendirilir, ancak bu güçlü doğa olayları aynı zamanda insan işitme aralığının dışında kalan sesler de üretir. 2018’de Jeofizik Araştırma Mektupları’nda yayınlanan bir çalışmada, araştırmacılar şimşek sesini ölçmek için gök gürültülü fırtınalarda balonları 20 mil yüksekliğe uçurmuşlardır. Bu çalışmada, şimşeğin 0,1 ila 20 hertz aralığında kızılötesi ses ürettiği bulunmuştur.

Thomas Farges’in “Yıldırım: İlkeler, Aletler ve Uygulamalar” adlı kitabına göre, fırtınaların infrasound ürettiği sprite adı verilen olaylar da mevcuttur. Bu, mezosferde bir fırtınanın çok yukarısında oluşan kırmızı ve turuncu parlamalardır ve halk arasında üst atmosferik şimşek olarak adlandırılır. Ayrıca, Frontier Earth Science dergisinde yayınlanan bir makale, gök gürültülü fırtınaların genel olarak infrasound üretebileceğini belirtmektedir. Journal of Geophysical Research: Space Physics ise bu sesin, şimşek çakmasının kendisinden ziyade atmosferdeki konvektif kuvvetlerden kaynaklanabileceğini bildirmiştir.

Yıldırım tarafından üretilen infrasound hala araştırılmaktadır ve en büyük soru, bu sesin tam olarak neye yol açtığıdır. Araştırmacılar balonları gökyüzüne daha da uçurarak, bu konuda daha fazla bilgi edinebilirler.

2ws 12

VOLKANLAR

Volkanlar, oldukça güçlü doğal olaylar olduğu için patlama anında infrasonik aralıkta sesler üretirler. Patlama, yerde titreşimlere ve havada basınç dalgalarına sebep olur. Yer tabanındaki titreşimler sismik dalgalar olarak adlandırılırken, havadaki basınç dalgaları sese dönüşür.

Bilim insanları, bu potansiyel tehlikeli doğal afetleri izlemek için volkanik patlamaların yaydığı infrasound’u takip etmek amacıyla izleme istasyonları kurmuşlardır. Bu veriler, sismik bilgilerle birlikte kullanıldığında hayati öneme sahip olabilir. Örneğin, Alaska Volcano Observatory (AVO), volkan izleme faaliyetlerinden sorumlu olup, eyaletteki aktif volkanların yakınına infrasound sensörleri yerleştirir. Sesin niteliği ve deseni gözlemcilerin hangi tür bir patlamanın meydana geldiğini ve yakın bir tehlikenin olup olmadığını belirlemelerine yardımcı olur.

Gürleyen bir yanardağdan elde edilen veriler, insanlara gerçek zamanlı uyarılar sağlayabilir. Özellikle volkanik kül bulutlarından kaçınmak isteyen uçaklar için bu bilgilerin önemi vurgulanmaktadır. AVO, havacılık güvenliği için bu tür bilgilendirmelerin son derece kritik olduğunu belirtmektedir.

12 3

ZÜRAFA SESLERİ

Zürafalar genellikle sessiz hayvanlar olarak bilinir. Anne Innis Dagg gibi zürafa uzmanları, uzun yıllar boyunca bu göz alıcı uzun boyunlu hayvanlarla çalışarak neredeyse hiç ses çıkarmadıklarını belirtmiştir. Bazı durumlarda homurdanabilirler, bazıları meleyebilir veya öksürme ve hapşırma gibi sesler çıkarabilirler, ancak bunlar benzersiz hayvan sesleri değildir. Bir zürafanın, örneğin bir hayvanat bahçesi bakıcısının kötü muamelesine tepki olarak yüksek bir ses çıkarması çok nadir bir durumdur. Genel olarak, zürafalardan pek ses duymayı bekleyemezsiniz.

Ancak, ilginç olan şey, zürafaların ses çıkarmayı destekleyecek şekilde iyi gelişmiş bir gırtlakları olmasıdır. Görünüşe göre zürafalar, ses üretmek için gerekli titreşimi oluşturmak için hava akışını sağlamakta zorluk yaşarlar. Bununla birlikte, anatomilerini kullanarak ses ötesi iletişimde oldukça yeteneklidirler. Bu, uzun boyunlarını yukarı doğru bir yay çizerek başlarını yukarı kaldırarak yaparlar. Araştırmacılar, zürafaların uzak mesafelerde birbirleriyle iletişim kurmak için infrasound (ses ötesi) kullandığını düşünmektedir. Ancak ne iletiştirdikleri tam olarak bilinmeyebilir. Bu konu hala araştırma gerektiren bir alandır.

11 10

FARE GICIRTILARI

Doğru, farelerin gıcırdadığını biliyoruz, ancak çoğu insan bu sesleri duyamaz çünkü fareler ultrasonik aralıkta gıcırdarlar. Nature dergisinde yayınlanan bir araştırma, tipik bir ev faresinin 30 ila 110 kilohertz arasında ultrasonik sesler çıkardığını göstermektedir. Bu sesler genellikle fareler arasındaki etkileşimlerde ortaya çıkar; araştırmacılar, bu seslerin kavgalar veya oyun sırasında meydana geldiğini kaydetmiştir. Seslerin çiftleşme sırasında da kullanıldığı düşünülmektedir; erkek fareler ultrason yayarak cinsel eşlerini belirlemeye ve üremeye hazır olduklarını göstermeye çalışır. Dişi fareler benzer amaçlarla bu sinyalleri kullanırken aynı zamanda diğer dişi farelerle sosyalleşmek için de kullanabilirler.

İlginç bir şekilde, insanlar için duyulamayan fare sesleri hakkındaki bilgimiz bize fayda sağlayabilir. Nature dergisinde yayınlanan başka bir makale, kemirgen seslerinin hastalık yayılmasının belirlenmesine yardımcı olabileceğini öne sürmektedir. Ayrıca, ultrasonun deneysel olarak otizm gibi çeşitli tıbbi durumların tedavisinde kullanıldığı, Nörobilim ve Biyodavranışsal İncelemeler dergisindeki bir makalede de belirtilmiştir. Dolayısıyla, fare seslerini anlama konusundaki çalışmalar gelecekte sağlık ve tıp alanında potansiyel uygulamalara yol açabilir.

İlginizi Çekebilir: Yüksek Ses İşitme Kaybına Yol Açar mı?

Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.