Robot İçin Canlı Deri Üretildi

Bilim kurgu filmleri sıklıkla gelecekteki teknolojiler için ilham kaynağı olmuştur ve bazen bu filmler gerçek dünyada benzer teknolojilere yol açmıştır. İspanya’daki Valencia Politeknik Üniversitesi’nden Antoni Gandia ve meslektaşı Andrew Adamatzky, 1984 yapımı Terminatör filminden ilham alarak, elektronik cihazlara yeni bir yetenek kazandıracak canlı bir deri geliştirdiler. Bu olağanüstü çalışma, doğada çözünebilen ve çok işlevli bir sensör olarak kullanılabilen bir kaplama yaratmayı amaçlıyor.

Geleneksel elektronik sensörlerin üretimi genellikle zor ve pahalıdır ve bu sensörler, aynı anda algılayabilecekleri nesnelerin sayısında sınırlamalara sahiptir. Bu sorunları aşmak için Gandia ve Adamatzky, doğadan ilham alarak yeni bir yaklaşım benimsediler. İkili, Terminator filmindeki ünlü sahnede olduğu gibi, elektronik cihazlara benzer bir yetenek kazandıracak canlı bir deri geliştirmeye karar verdiler.

Gandia, “Terminatör filminde bir sahne vardır; robotun üzerine deri yerleştirilir ve bu deri, verileri robota ileterek otomatik onarım mekanizmasına yardımcı olur. Biz de benzer bir şey yapabileceğimizi göstermek istedik” dedi. Bu düşünce, robotların dışındaki bir cilt tabakasının elektronik verileri algılaması ve işlemesi fikrini doğurdu.

Araştırmacılar, bu yenilikçi deriyi oluşturmak için Latince adı Ganoderma sessile olan bir mantar türünü kullandılar. Bu özel mantarlar, canlı hücre dışında yapılan standart mikrobiyolojik analizlerde sıvı ortamı katılaştırmak için yaygın olarak kullanılan agar maddesiyle beslendiler. Yaklaşık beş gün süren bu süreç sonunda, mantarlar mini bir robot modelini tamamen kapladılar. Bu mantarlar, biyo-sibernetik derinin temel bileşenleriydi.

Oluşan cilt tabakası, ışığa ve dokunmaya karşı duyarlıydı ve çevresel değişikliklere tepki verebilme yeteneği gösterdi. Bu, gelecekteki uygulamalar için heyecan verici bir potansiyel taşıyor.

Gandia ve Adamatzky, bu canlı derinin potansiyel uygulamalarını düşünerek heyecanlanıyorlar. Bu teknoloji, özellikle binaları kaplayarak sıcaklık düzenlemeleri gibi farklı alanlarda kullanılabilen canlı kaplamaların geliştirilmesine zemin hazırlayabilir. Bu, enerji verimliliği ve çevresel sürdürülebilirlik açısından önemli bir adım olabilir.

Kısaca, bilim kurgu filmleri sadece eğlence değil, aynı zamanda gerçek dünyada da ilham kaynağı olabilir. Gandia ve Adamatzky’nin geliştirdiği biyo-sibernetik deri, elektronik cihazlara yeni yetenekler kazandırabilecek bir teknoloji örneğini sunuyor. Bu tür çalışmalar, bilim insanlarının doğadan ilham alarak teknolojiyi daha da ileriye taşıma isteğini gösteriyor ve biyo-sibernetik sistemlerin günlük yaşamımızın bir parçası haline gelme potansiyelini ortaya koyuyor. Gelecekteki uygulamaları ve gelişmeleri merakla bekliyoruz.

İlginizi Çekebilir: Robotlar İçin Kendini İyileştiren Yapay Deri Geliştirildi